Savunmaya Özgürlük Platformu: Bu karar ile meslektaşlarımızın avukatlığı mahkum edilmeye çalışılıyor
(ANKARA) – Savunmaya Özgürlük Platformu, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Başkanı Selçuk Kozağaçlı hakkında verdiği onama kararıyla ilgili “Bu karar ile meslektaşlarımızın halkın, yoksulların, emekçilerin avukatlığını yapmaları mahküm edilmeye çalışılmaktadır. Avukatlık yapmak suç değildir. Meslektaşlarımızın dediği gibi: bu karar hükümsüzdür” açıklamasını yaptı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ile Halkın Hukuk Bürosu’ndan (HHB) avukatlara açılan davada kararını geçen günlerde açıklamış ve ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile Avukat Barkın Timtik hakkındaki cezaların onanmasına hükmetmişti.
Savunmaya Özgürlük Platformu üyesi avukatlar, bugün Sıhhiye Adliyesi önünde biraraya gelerek onama kararıyla ilgili açıklama yaptı. Platform adına ÇHD Ankara Şube yöneticisi Irmak Özkan’ın okuduğu açıklamada, 11 yıllık yargılama sürecinde, yargılamaya konu dijitallerin sahteliğinin defalarca ispat edildiğini vurgulanarak “Birçoğu ‘sahte delil üretmekten’ yargılanmış polis, hakim ve savcılarca oluşturuldukları ispatlanmasına; duruşma salonuna getirilemeyen akıl hastası, bağımlı tanıkların yalanları ortaya çıkarılmasına rağmen meslektaşlarımızın mahkümiyet kararları onanmıştır” denildi.
“MAHKUMİYET İÇİN YARGILAMANIN HAZIRLIK AŞAMASI YETERLİ GÖRÜLMÜŞTÜR”
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Toplamda 7 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan meslektaşlarımız hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce verilen kararda gerekçeye yer verilmemiş, tüm bu hukuksuzluklara göz yumulmuştur. Hazırlık aşamasında beyanı alınan 16 tanık duruşma salonunda dinlenmemiş olmasına rağmen, dosya dahi okunmadan verilen kararda yalnızca 3 tanığın kovuşturma aşamasında dinlenmediğinden bahsedilmiş, üstelik bu durum ‘hukuka uygun’ bulunmuştur. Mahkumiyet için yargılamanın hazırlık aşaması yeterli görülmüştür.
“AVUKATLIĞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bu karar ile uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınmış ‘avukatların müvekkilleri ile özdeşleştirilmemesi’ yasağı açıkça ihlal edilerek tüm yargılama sürecinde meslektaşlarımızın adil yargılanma hakları da ihlal edilmiştir. Bu karar ile meslektaşlarımızın halkın, yoksulların, emekçilerin avukatlığını yapmaları mahküm edilmeye çalışılmaktadır. Avukatlık yapmak suç değildir. Meslektaşlarımızın dediği gibi: bu karar hükümsüzdür. Bugüne kadar hep olduğu gibi meslektaşlarımızın yanında olmaya, avukatlığı savunmaya devam edeceğiz.”
Savunmaya Özgürlük Platformu’ndan avukat Doğan Erkan, “Platformu tam da bunun için kurmuştuk. Bu ülkede artık siyasal iktidarın doğrudan uzantısı olan bir yargı iktidarı var. Artık bırakalım adil yargılanma hakkını adli bir yargılamaya, adli bir usule ihtiyaç duymuyor demiştik. Meslektaşlarımız başta siyasi dava avukatları olmak üzere çok çeşitli davalardan ve çok çeşitli sebeplerden avukatlık yaptıkları için yargılanıyorlar, tutuklanıyorlar, hüküm yiyorlar” dedi.
ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN’DAN İKTİDARA: “GÜN GELECEK ADALET SİZE DE LAZIM OLACAK”
Erkan’ın ardından DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı ve DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü avukat Öztürk Türkdoğan konuştu. Türkdoğan, “Siyasal iktidar sürekli yargıyı kullanarak baskı politikasını giderek derinleştiriyor. 31 Mart seçimlerinden gerekli dersi çıkarmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Yargıda kurulan bu kumpas davaları sayısı artık hatırlanmayacak kadar çok. Bu da bir kumpas davasıydı. Adil yargı, bağımsız yargı, tarafsız, yargı, adalet herkes içindir. İktidarda olanlara seslenmek istiyorum; gün gelecek size de adalet lazım olacak. Yargıyla bu kadar oynamayın” çağrısında bulundu.
DEM PARTİ MİLLETVEKİLİ TANHAN: “YARGITAY SİYASİ İKTİDAR VE ONUN ORTAĞININ TETİKÇİLİĞİNİ YAPIYOR”
Son olarak basın açıklamasına destek veren DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan da “Bugün Yargıtay’ın içtihadına baktığımızda aslında darbeler hukukunun gerisine düştüğümüzün bir filmini, röntgenini çekmiş oluyoruz. Bugün Yargıtay, özellikle de 3. Ceza Dairesi siyasi iktidar ve onun ortağının tetikçiliğini yapıyor. Hukukun askıya alındığı, yok edildiği bir durumla karşı karşıyayız” dedi.